top of page

İki kişilik bir dünya

Gözlerim kapalı ama sanki bir aynadan izliyorum bütün tesadüfleri.

İç içe geçiyor ellerimiz ve birebir denk geliyor parmaklarımız, bu bile uyumlu diyorum içimden, her bulduğum detayda onaylıyorum bizi. Ama bu kadar akıl dolu değilim aslında, başım da yeni çekilmiş cigara tuhaflığı ve hafif bir sersemlik eşlik ediyor bana.

Nerdeyim ben?

Sıcak, sıcacık ve efsunlu bir nefes kayıyor boynumdan yukarı. Bu kadarına bile razıyken bu hiç bilmediğim hisler dudağıma teğet geçip, elmacık kemiklerimin üzerinden havaya karışıyor. Yazık etmemek için daha da sokuluyorum yanaklarına. O an dışımdan akıyorum bacaklarıma doğru. Gözlerim kapalı, gözlerim o kadar açık ki. Hiç bir şey bozulsun istemiyorum.

İçimde pek aşina olmadığım bir heyecan var, bir kıpırtı, bir gün doğumu mutluluğu gibi ama hepsinden biraz biraz karıştırmışlar sanki.

İyice karışıyor her şey.

Esir düşmüşüm sanki sana ama bile isteye, öyle zorla falan değil. Hesap sormaya gelmişim gibi rol kesip beni yakala diye beklemişim. Olduğum yerden zerre kıpırdamak istemiyorum. Aksine zincire vursunlar, prangalar taksınlar istiyorum senin topraklarına. Nefes alabiliyorum burada ilk defa.

Çok renkli her şey ve bir o kadar ışıltılı.


Karnımdaki kelebekleri elinle sakinleştiriyorsun, ben buradayım der gibi, bir kuşun kanadını okşar gibi yavaş ve dikkatli. Kimse yok, hiç kimse yok bence çünkü hiç ses duymuyorum. İki kişilik bir dünya yaratmışız bilmeden. Biliyorum geçici, biliyorum acıtacak ama korkmuyorum. Şu an var bir tek. Gerisini unuttum.

Gerisi neydi?


Seninle sonsuza dek sarılmak umudum.


(Heykel : Ozan Ünal)


43 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Konumuz ne?

Neden insan nereye gideceğini bilmeden kayboluyor arayış çukurlarında? Bir “arıyorum” kisvesi altında sonsuz hata yapma lüksüne sahip oluyor. Neyin peşinde bu kendini her şeyin üzerinde gören varlık?

Kırk

Ve sonra dediler ki bir yaş daha.. Pastanın en kıymetli ve benim de kremasını en sevdiğim yerinden kocaman bir dilim daha aldım. Tüm diyet türlerini, keteojenik, aralıklı oruç o bu şu bir kenara bırak

Dükkan

On üç yaşındaydım. Sefaköy’ün adından bağımsız orta direk altı vatandaşlarıyla birlikte doksanların tadını çıkardığım dönemlerdi. Aslında sadece ben değil tüm ülke çok severek fakat çok da iyi hatıral

bottom of page